22 Aralık 2015 Salı

Ölüme 5 Kala- Mark Billingham

Aslında iyi ve sürükleyici bir konuya sahip olan ancak çevirisinden mi kitabın orijinalinden mi kaynaklandığına bir türlü karar veremediğim, biraz karışık bir kitap Ölüme 5 Kala. 

Ölüme 5 Kala- Mark Billingham

Thorne yaşanan bir olay nedeniyle dedektiflikten alınmış ve rütbesi sıradan bir polis memuruna düşürülmüştür. Bu olaya karışan Helen ve onun oğlu Alfie ile birlikte yaşamaktadır. Thorne içinde bulunduğu durumu kabullenmekte güçlük çekmekte ve bir çeşit bunalım geçirmektedir.

Bu arada yaşlı bir çift intihar ederler. Olay yerini inceleyen Thorne, olayın intihar olmadığından emindir ancak eksik parçayı bir türlü bulamamaktadır. Meslektaşları ise Thorne'u çok da ciddiye almamakta, olayın intihar olduğunda ısrar etmektedirler. Nihayetinde Thorne, gözden kaçan ve olayın cinayet olduğunu ortaya koyan iyi bir ipucu yakalar ve katilin peşine düşer. 

Yaşlı çifti başka yaşlı insanlar izleyecek ve ortaya intihar gibi görünen pek çok cinayet vakası çıkacaktır. Thorne ise gizlice yürüttüğü soruşturma ve tekrardan dedektifliğe dönebileceği umuduyla işin peşini bırakmayacaktır.

Mark Biilingham'ın seri haline getirdiği Tom Thorne karakterinin yer aldığı epey kitabı var ancak Türkçe'ye çevrilen bu kitap 11. Thorne romanı. Çeviriye neden ilk kitaptan başlanmamış, gerçekten ilginç. Dolayısıyla geçmişte yaşanan olay ve kişilere yapılan atıfları zerre anlamadım. Mesela Thorne'un rütbesini düşüren olay, muhtemelen daha önceki serinin ana konusu ve birlikte yaşadığı Helen ile de o olaydan sonra birlikte olmaya başlamışlar. Ama Türkçe'ye çevrilmediğinden kesin bilemiyorum tabii, sadece tahmin benimki. Bir de karakterlerin cinsiyetini ancak o anki konuşma bitince idrak edebildim ve bir bölümden diğer bölüme geçişler oldukça belirsiz. Arada kopukluk hissi yaratıyor.Kitabın sonu bile çok havadaydı, hiç tatmin etmedi. Ama kötü kitap değil. Sadece keşke tüm seri çevrilmiş olsaydı da ilk kitaptan itibaren okuyabilseydik. Özetle, polisiye romanlardan hoşlanıyorsanız tavsiye ederim. Keyifli okumalar.

Ölümlü-Ted Dekker/Tosca Lee

Faniler Serisi'nin ilk kitabı olan Yasaklı'dan sonra sıra ikinci kitap olan Ölümlü'de. Macera kaldığı yerden devam ediyor.

Ölümlü-Ted Dekker/Tosca Lee

İlk kitapta Rom ve arkadaşları yaşlı bekçinin kendilerine verdiği kanı içmişler ve insanların temelde var olan duygulardan yoksun bırakıldığını, bir nevi yaşayan ölülere döndürüldüğünü anlamışlar ve bu durumu düzeltmek için büyük bir mücadeleye girişmişlerdi.
Kehanete göre ayağından sakat olan küçük bir çocuk büyüyecek, lejyon denilen virüsten etkilenmemiş, doğuştan üstün niteliklere sahip kanıyla herkese hayat verecek ve 18 yaşına bastığı gün ülkenin başına geçecektir. Bu çocuğu bulan Rom, çocuk o yaşa gelinceye dek onu korumak zorundadır. Göçebelere katılan, savaş ve savunma taktiklerini öğrenen Rom ve arkadaşları, tahta çıkış gününü iple çekmektedir. 
Bu arada onları bekleyen, sayıları gün geçtikçe artan ve adına Kirli Kanlılar denen büyük bir tehlike adım adım yaklaşmaktadır.
Rom'un çocuğu koruyup koruyamayacağı, çocuğun ülkenin başına geçip geçemeyeceği ise Göçebeler ile Kirli Kanlılar arasında olacak büyük bir savaş sonunda belli olacaktır. 

Ted Dekker'ın Çember Seri'sini okuduysanız, olayların, mekanların, hatta lejyon gibi dünyanın sonunu getirecek virüslerin ne denli benzerlik taşıdığını çok net görebilirsiniz. Bu yüzden o seriyi severek okuyan herkes, Faniler kitabı'na bayılacak. Olayların içine girince insan kitaptaki bir karaktere dönüşüp maceraya katılıveriyor. Bir yazar için de okuyucu için de olabilecek son nokta bu bence. Herkese keyifli okumalar:)

7 Aralık 2015 Pazartesi

Yasaklı-Ted Dekker/Tosca Lee

Ted Dekker'ın tüm kitaplarını çok seviyorum. Mevzu fantastik türde seri yazmak ve hayal gücü ise, onun üzerine pek kimseyi tanımadığımı söyleyebilirim rahatlıkla. Daha önce okuduğum ve burada da paylaştığım Çember Serisi'nden sonra, Ted Dekker'ın Tosca Lee ile birlikte yazdığı Faniler Serisi'ne başlamayı heyecanla bekliyordum. Ve nihayet o gün geldi:)

Yasaklı-Ted Dekker/Tosca Lee

Serinin ilk kitabı olan Yasaklı, gelecek zamandan bahsediyor. Dünya Düzen adı verilen ve başını bir hükümdarın çektiği bir sistem altında birleşmiş. İnsanlar lejyon adı verilen bir virüs nedeniyle korku haricinde tüm duygularını kaybetmişler ve bu da onları bir nevi ölü haline getirmiş. Sevinç, aşk, üzüntü, hırs, umut vs... Bunların hiçbirini hissetmeyen, bunun yanında Düzen'e sonsuz bir sadakat ve korku ile bağlı olan milyonlarca insan.

Rom, kiliselerde şarkı söyleyen, babasını yıllar önce kaybetmiş ve annesiyle sakin bir hayat süren bir şarkıcıdır. Bir gün önünü kesen yaşlı bir adam ona babasını tanıdığını söyler ve bir paket vererek Kale'de esir olarak tutulan Kitap adındaki bekçiyi bulmasını ister. Bunu der demez peşine düşen kale muhafızları, yaşlı adamı oracıkta katleder. Düzen'de cinayet yasaktır ve gördükleri ile şoke olan Rom, kale muhafızlarına teslim olmak yerine paketle birlikte kaçmaya başlar. Ancak bu kaçış, annesinin feci bir şekilde hayatının sonlanmasına yol açar.

En yakın arkadaşı Avra'ya sığınan Rom, onun yanında paketi açar ve paketten babasının da dahil olduğu bekçiler tarafından korunan, içinde 5 kişiye yetecek kadar kan olan küçük bir şişe çıkar. Kandan bir yudum alan Rom, zamanında bir virüsle yok edilen tüm duyularına tekrar kavuşur. Avra'ya duyduğu aşk, annesinin ölümüne duyduğu yas ve acı, babasının mirasını koruma duygusu ve müthiş bir savaşma arzusu...

Artık Rom'un tek hedefi bu ölüler diyarını diriltmektir. Ancak bu yol sandığından daha kanlı olacaktır...

Başta da da dediğim gibi, Ted Dekker her zaman bankodur benim için. Kitapta çok fazla olay var ve özetlemek gerçekten imkansız. O fantastik dünyayı anlamak için okumak lazım zaten. O yüzden bu türü seven herkese kesinlikle tavsiye ederim. Keyifli okumalar...
Related Posts Plugin for WordPress, Blogger...